![]() |
Robert Bloch Sapık |
“İnsan zihninin karanlık koridorlarında yankılanan bir çığlık…”
Robert Bloch, Sapık adlı kült romanında yalnızca bir korku hikâyesi anlatmaz; aynı zamanda insan psikolojisinin karanlık, çarpık ve ürkütücü derinliklerine cesur bir iniş gerçekleştirir. Norman Bates karakteriyle edebiyat ve sinema dünyasında silinmez bir iz bırakan Bloch, bu romanla okuru rahatsız eden ama bırakamadığı bir bilinçaltı yolculuğuna davet eder.
Roman, terkedilmiş bir yolda yağmura yakalanan genç bir kadının, tenha bir motelde Norman Bates adlı utangaç bir adamla karşılaşmasıyla başlar. Ama her şey göründüğü gibi değildir. Çünkü bu hikâyede asıl dehşet, motelin duvarlarında değil, Norman’ın zihninde gizlidir.
Bloch, akıcı ve sade diliyle sıradan hayatın arkasına saklanan karanlığı gösterir. Katilin gözünden psikolojik çözümlemelerle dolu iç monologlar, okuru olaylara sadece tanık değil, ortak hâle getirir. Bu da romanı klasik bir korku hikâyesinin ötesine taşır.
“Gerçek canavarlar dolabın içinde değil; zihnin ta kendisindedir.”
Sapık, yalnızca Hitchcock’un ünlü filmine ilham vermekle kalmadı; modern psikolojik gerilim türünün temel taşlarından biri hâline geldi. Gerilimi yavaş yavaş tırmandıran, sizi karakterlerin zihnine hapseden ve finalde ters köşe yapan güçlü bir roman arıyorsanız, bu kitap sizi hayal kırıklığına uğratmaz — ama uykunuzu kaçırabilir…