![]() |
Graham Greene İstanbul Treni |
Sisli bir peron, yaklaşmakta olan bir karar...
Tren Brüksel’den yeni geçmişti. Cam kenarında oturan Coral, gözlerini yağmur damlalarının oluşturduğu bulanık manzaraya dikmişti. Vagonun içi loştu; tavandaki sarı ışık, yüzlerde yorgun bir sessizlik gibi duruyordu.
Karşısındaki koltukta, Myatt ellerini dizlerinde birleştirmiş, dikkatle Coral’a bakmadan onu izliyordu. Herkesin bir hikâyesi vardı, ama herkes anlatacak kadar cesur değildi. Özellikle bu trende.
"Paris'te inebilirdin," dedi Myatt, sesinde ne yargı vardı ne merhamet. "Ama buradasın."
Coral başını çevirmeden konuştu.
"İnseydim, hikâyem orada biterdi. Şimdi sadece erteliyorum."
Tren, raylarda uzun bir iniltiyle ilerlemeye devam etti. Her kilometre, geçmişi biraz daha geride bırakıyordu — ama kimse tam olarak nereye gittiğinden emin değildi.