Şusaku Endo Sessizlik

Turalll

Şusaku Endo Sessizlik


Bir roman bazen yalnızca anlatmaz — sorar, susturur, hatta okuyucunun içinde yıllardır bastırdığı sesleri yankılatır. Shūsaku Endō’nun Sessizlik adlı başyapıtı da böyle bir metindir. Dışı tarihî bir hikâye, içi ise insanın Tanrı ile olan ilişkisini didik didik eden bir vicdan aynası.

Roman, 17. yüzyıl Japonya’sında geçer. Portekizli bir rahip olan Rodrigues, Japonya’daki Hristiyanlara yardım etmek ve kayıp hocasının izini bulmak için yola çıkar. Ancak bu yolculuk yalnızca fiziksel bir seyahat değildir; aynı zamanda inancın çürümeye yüz tuttuğu bir iç dünyaya iniştir. İşkenceler, ihanetler ve şüpheler arasında Rodrigues'in inancı aşınır. Ama belki de en büyük işkence, Tanrı’nın suskunluğudur.

Çünkü bu romanda “düşman” Japonya değil, putperestlik de değil. En büyük düşman: Tanrı'nın sessizliğidir.

Bu sessizlik, yalnızca Rodrigues’in değil, aslında her inançlı insanın ömrü boyunca en az bir kez karşılaştığı o tarifsiz boşluğu anlatır. Duaların cevapsız kaldığı, gözyaşlarının boşa aktığı, adaletin gelmediği zamanlarda, o mutlak sessizlik yankılanır. Endō, bu sessizliği bir trajedi olarak değil, bir sınav olarak değil — insan olmanın kaçınılmaz kaderi olarak sunar.

Bu yüzden Sessizlik, bir din propagandası ya da misyonerlik romanı değildir. Aksine, Batı'nın mutlak hakikat anlayışının, Doğu'nun çelişkili ama derin ruhsallığı ile karşılaştığında ne kadar kırılgan olduğunu gösterir. Bir misyoner, sadece başka bir dini tanıtmaz; aynı zamanda kendi inancının da sınırlarına ulaşır.

Romanın belki de en çarpıcı yanı, “ihanet” temasını bile yeniden tanımlamasıdır. Burada ihanet edenler kötü değildir, korkaktır. Korkanlar ise insan. Ve insan her zaman Tanrı kadar güçlü değildir. Bunu kabul etmek, belki de gerçek imanın başladığı yerdir.


Sessizlik PDF
Sessizlik EPUB

Yorum Gönder

0 Yorumlar

Yorum Gönder (0)