Saul Bellow Boşlukta Sallanan Adam

Turalll

Saul Bellow Boşlukta Sallanan Adam

“Beklemek bazen bir savaştan daha yıpratıcıdır; çünkü düşmanın kim olduğu bile belli değildir.”

Saul Bellow, ilk romanı Boşlukta Sallanan Adam ile Amerikan edebiyatında sıradışı bir yalnızlık biçimini sahneye taşır: belirsizlik içinde geçen, zamanla çürüyen bir bekleyiş. Roman, II. Dünya Savaşı sırasında askere alınmayı bekleyen bir adamın, Joseph’in içsel çözülüşünü anlatır. Ne cephededir ne evde, ne savaştadır ne barışta. O, gerçek anlamda boşlukta sallanır.

Günlük biçiminde ilerleyen roman, klasik bir olay örgüsünden çok, bir zihnin kıvrımlarında dolaşır. Joseph, askere alınmayı beklerken kendi iç dünyasına, toplumla olan ilişkilerine ve varoluşunun anlamına odaklanır. Bellow’un kaleminde bu bekleyiş, sadece fiziksel bir durum değil, modern insanın ruhsal duraksamasının metaforu haline gelir.

Boşlukta Sallanan Adam, bir dönemin tarihsel arka planına yaslansa da, bireyin evrensel sorunlarına dokunur: amaçsızlık, yabancılaşma, özgürlük yanılsaması ve kimlik bunalımı. Joseph'in yaşadığı içsel kaos, savaşla değil, savaşsızlıkla gelir. Onun en büyük çatışması, kendi zihnindedir.

Saul Bellow, bu kısa ama yoğun romanında sade ama keskin bir dil kullanır. Psikolojik derinliği felsefi sorgularla örerken, kahramanının sessiz krizini okura neredeyse duyumsatır. Boşluğun içinde bir sarkaç gibi gidip gelen Joseph, bazen mantıkla bazen içgüdüyle varoluşunu tartmaya çalışır.

Boşlukta Sallanan Adam, sadece bir karakterin değil, tüm bir çağın sıkışmışlığının anlatısıdır. Bellow’un insanı, olaylardan çok düşüncelerin içinde boğulur; çünkü bazen asıl savaş, dışarıda değil, içeridedir.


Boşlukta Sallanan Adam PDF
Boşlukta Sallanan Adam EPUB

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)